Oksijen tedavisi, modern tıp pratiğinde oldukça yaygın bir yöntem olup, hipoksemi tedavisinin temel yöntemidir. Yaygın klinik oksijen tedavisi yöntemleri arasında nazal kateter oksijen, basit maske oksijen, Venturi maske oksijen vb. bulunur. Uygun tedaviyi sağlamak ve komplikasyonları önlemek için çeşitli oksijen tedavisi cihazlarının işlevsel özelliklerini anlamak önemlidir.
Oksijen tedavisinin en yaygın endikasyonu, akciğer enfeksiyonu, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), konjestif kalp yetmezliği, pulmoner emboli veya akut akciğer hasarıyla birlikte görülen şoktan kaynaklanabilen akut veya kronik hipoksidir. Oksijen tedavisi, yanık hastaları, karbon monoksit veya siyanür zehirlenmesi, gaz embolisi veya diğer hastalıklar için faydalıdır. Oksijen tedavisinin mutlak bir kontrendikasyonu yoktur.
Nazal Kanül
Nazal kateter, hastanın burun deliklerine yerleştirilen iki yumuşak uçlu esnek bir tüptür. Hafiftir ve hastanelerde, hastaların evlerinde veya başka yerlerde kullanılabilir. Tüp genellikle hastanın kulağının arkasına sarılıp boynunun önüne yerleştirilir ve kayan bir ilmik tokası ile yerinde sabitlenebilir. Nazal kateterin temel avantajı, hastanın rahat olması ve nazal kateterle rahatça konuşabilmesi, su içebilmesi ve yiyebilmesidir.
Nazal kateter yoluyla oksijen verildiğinde, çevredeki hava oksijenle farklı oranlarda karışır. Genellikle, oksijen akışındaki her 1 L/dakika artış, solunan oksijen konsantrasyonu (FiO2) normal havaya kıyasla %4 artar. Ancak, dakika ventilasyonunu, yani bir dakikada solunan veya verilen hava miktarını artırmak veya ağızdan nefes almak, oksijeni seyrelterek solunan oksijen oranını azaltabilir. Nazal kateter yoluyla maksimum oksijen iletim hızı 6 L/dakika olsa da, daha düşük oksijen akış hızları nadiren burun kuruluğu ve rahatsızlığa neden olur.
Nazal kateterizasyon gibi düşük akışlı oksijen verme yöntemleri, özellikle trakeal entübasyon ventilatörüyle oksijen verilmesiyle karşılaştırıldığında, FiO2'yi pek doğru tahmin etmez. Solunan gaz miktarı oksijen akışını aştığında (örneğin, yüksek dakika ventilasyonu olan hastalarda), hasta büyük miktarda ortam havası soluyarak FiO2'yi azaltır.
Oksijen maskesi
Basit bir maske, burun kateteri gibi, kendi kendine nefes alan hastalara ek oksijen sağlayabilir. Basit maskenin hava kesesi yoktur ve maskenin her iki tarafındaki küçük delikler, nefes alırken ortam havasının içeri girmesini ve nefes verirken dışarı atılmasını sağlar. FiO2, oksijen akış hızı, maskenin uyumu ve hastanın dakika ventilasyonu ile belirlenir.
Genellikle oksijen, dakikada 5 L akış hızında verilir ve bu da 0,35 ila 0,6 FiO2 ile sonuçlanır. Su buharı maskede yoğunlaşarak hastanın nefes verdiğini gösterir ve taze gaz solunduğunda hızla kaybolur. Oksijen hattının kesilmesi veya oksijen akışının azaltılması, hastanın yetersiz oksijen solumasına ve solunan karbondioksiti tekrar solumasına neden olabilir. Bu sorunlar derhal çözülmelidir. Bazı hastalar maskenin sıkıştığını hissedebilir.
Tekrar Nefes Almayan Maske
Tekrarsız solunum maskesi, oksijen rezervuarına sahip modifiye edilmiş bir maskedir. Bu rezervuar, inhalasyon sırasında oksijenin rezervuardan akmasına izin veren, ancak ekshalasyon sırasında rezervuarı kapatan ve rezervuarın %100 oksijenle dolmasını sağlayan bir çek valfe sahiptir. Hiçbir tekrarlı solunum maskesi, FiO2'nin 0,6-0,9'a ulaşmasını sağlayamaz.
Tekrarlanmayan solunum maskeleri, çevredeki havanın solunmasını önlemek için inhalasyon sırasında kapanan bir veya iki yan egzoz valfiyle donatılabilir. Ekshalasyon sırasında açılan valfler, dışarı verilen gazın solunmasını en aza indirir ve yüksek karbonik asit riskini azaltır.
Gönderi zamanı: 15 Temmuz 2023





