Tıbbi ilerlemeyi hızlandırmak için sağlıklı insanlardan doku örnekleri alınabilir mi?
Bilimsel hedefler, potansiyel riskler ve katılımcıların çıkarları arasında nasıl bir denge kurulabilir?
Hassas tıp talebine yanıt olarak, bazı klinik ve temel bilim insanları, çoğu hasta için hangi müdahalelerin güvenli ve etkili olduğunu değerlendirmekten, doğru hasta için doğru zamanda doğru tedaviyi bulmayı amaçlayan daha rafine bir yaklaşıma geçtiler. Başlangıçta onkoloji alanında somutlaşan bilimsel gelişmeler, klinik sınıfların farklı seyirler ve farklı terapötik tepkilerle moleküler içsel fenotiplere ayrılabileceğini göstermiştir. Bilim insanları, farklı hücre tiplerinin ve patolojik varlıkların özelliklerini tanımlamak için doku haritaları oluşturmuşlardır.
Böbrek hastalığı araştırmalarını desteklemek amacıyla Ulusal Diyabet, Sindirim ve Böbrek Hastalıkları Enstitüsü (NIDDK), 2017 yılında bir çalıştay düzenledi. Katılımcılar arasında temel bilim insanları, nefrologlar, federal düzenleyiciler, Kurumsal İnceleme Kurulu (IRB) başkanları ve belki de en önemlisi hastalar vardı. Seminer katılımcıları, klinik bakımda böbrek biyopsisine ihtiyaç duymayan kişilerde, küçük ama belirgin bir ölüm riski taşıdıkları için böbrek biyopsilerinin bilimsel değerini ve etik açıdan kabul edilebilirliğini tartıştılar. Çağdaş "omik" teknikleri (genomik, epigenomik, proteomik ve metabolomik gibi moleküler araştırma yöntemleri), daha önce bilinmeyen hastalık yollarını aydınlatmak ve ilaç müdahalesi için potansiyel hedefleri belirlemek amacıyla doku analizinde uygulanabilir. Katılımcılar, böbrek biyopsilerinin yalnızca onam veren, riskleri anlayan ve kişisel çıkarı olmayan yetişkinlerle sınırlı olması, elde edilen bilgilerin hasta refahını ve bilimsel bilgiyi iyileştirmek için kullanılması ve inceleme kuruluşu olan IRB'nin çalışmayı onaylaması koşuluyla yalnızca araştırma amaçlı kabul edilebilir olduğu konusunda hemfikirdi.
Bu öneriyi takiben, Eylül 2017'de, NIDDK tarafından finanse edilen Böbrek Hassas Tıp Projesi (KPMP), klinik biyopsi endikasyonu olmayan böbrek hastalarından doku toplamak için altı hasta alım merkezi kurdu. Çalışmanın ilk beş yılında, 42'si akut böbrek yetmezliği olan hastalarda ve 114'ü kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda olmak üzere toplam 156 biyopsi yapıldı. Ölüm meydana gelmedi ve semptomatik ve asemptomatik kanama gibi komplikasyonlar, literatürde ve çalışma onam formlarında açıklananlarla uyumluydu.
Omik araştırmaları önemli bir bilimsel soruyu gündeme getiriyor: Hasta hastalardan toplanan doku, "normal" ve "referans" dokuyla nasıl karşılaştırılır? Bu bilimsel soru, aynı zamanda önemli bir etik soruyu da gündeme getiriyor: Sağlıklı gönüllülerden, hasta doku örnekleriyle karşılaştırılmak üzere doku örnekleri almak etik açıdan kabul edilebilir mi? Bu soru yalnızca böbrek hastalığı araştırmalarıyla sınırlı değil. Sağlıklı referans dokuları toplamak, çeşitli hastalıklara yönelik araştırmaları ilerletme potansiyeline sahiptir. Ancak farklı organlardan doku toplamanın getirdiği riskler, doku erişilebilirliğine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Gönderim zamanı: 18 Kasım 2023




